23 Mart 2008 Pazar

HAYAT YOLLARI


Yaşlandıkça insan tecrübe kazanır derler.Fani Dünya'nın yaşanmazlarını yaşamışların,yüzü daha fazla kırışıyor sanırım.Her bir çizgi zorluğu gösterir,insana emnet olan suretinde.

Düşünebilen tek varlıkların kalpleri yüzlerine vurur derler.İşte bu çok kötü kendimi altmış yaşında düşünemiyorum ,çünkü kalbimin durumunu az çok tahmin edebiliyorumda ondan olmalı.


Çocuk oluyor yaşı geçtikçe insan,bakıma muhtaç,sevgiye daha fazla acıkıyor.Birde değer verdiklerin büyümüş verdiğinin üç te birini bile sana bahşetmiyorlarsa bir çizikte onlardan gelmiştir.Paralel ya da dik görülen her çizik bir darbedir insana.


Tarlayken gördüğü yerlerin şuan çarpık olan tuğla yığını olmasından,sadece kokusu geldi diye sana tencere dolusu yemek getiren komşunun oğlu geçerken selam bile vermediğinde;Ekmek,şeker,yağ,tüp almak için tüm gün sıra beklerken şimdi Norveç'i doyurucak nimetleri çöplere attığımızı işittiğinde;Darbeler,asılan başkanlar 85 yıldan beri hiç bir zaman tam vaktinde yapılmayan şeçimlerinde dün gibi bugünde meydanlarda aynı yalanları söyleyen millet vekillerini seyrettiğinde,plastik ayakkabıyla düğünü olmuş ama şimdi torunlarına onlarca para harcayıp aldıkları ayakkabılara burun büktüğünde,televizyonun ilk çıktığı zamanlarda TRT'de çıkan haberlerden şimdiki magazin olmuş ana haberlerini gördüğünde,içindeki görünmez arıyı dinlendiren Türk Müsikinsinden,hit olan Allah belanı versin diye bir şarkıyı duyunca...Siz söyleyin hangi insan yara almaz,yüzünde çizgiler oluşmaz.Söledim kendimi 60 yaşında düşünemiyorum diye.Belki onlar şansı soy olucaklar bizim yaşadıkalarımızın ya da yaşıcaklarımızın yanında

Bana sorarsanız insanın yaşı geçtikçe oluşmuyor o hayat yolları,bizim halimize açıyıp hüzüntüden yıpralıyorlar,onlara bu izleri yıllar değil bizler yapıyoruz...